,

Karadeniz’i don vurdu!

Annem bu don olayını bana anlatırken, “Hani senin diktiğin Trabzon hurması vardı ya, yaprakları kurumuş, öyle kötüme (ağırıma) gitti ki” diyerek anlattı. Gece vakti, el fenerini alıp, hemen gidip baktım, gerçekten de yeni açmış yaprakları kurumuştu. Sabah olunca bahçedeki siyah dutlara

Karadeniz’i don vurdu!

 M. Kemal AYÇİÇEK – Nisan 2014

Tam da Mahalli İdareler seçimlerinin yapılacağı 30 Mart’a girerken, 29 Mart gece yarısı fırtına eşliğin de tipi şeklinde tüm Doğu Karadeniz’i de etkisi altına alan kar yağışı, iyi giden hava koşulları yüzünden yeşilini tazelemiş Karadeniz de ne var ne yok her şeyi olumsuz etkiledi. Seçim gününe kar ile uyanan Karadenizliler, aynı günün gecesi de tekrarlayan kar yağışı yüzünden don olayından nasibi aldı. Bir gece de yaşanan don olayı, başta bölge insanının başlıca geçim kaynağı ürünler Çay ve fındık olmak üzere, bölgedeki çiçek açmış hatta meyveye durmuş tüm ağaçları soldurdu.

Evet Atasözlerimiz vardı, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” diye, hatta bizim Havva’nın anlattığı da Hasan amcanın annesinden alıntıladığı bir söz daha vardı, “Korkma martın karından, kork april ‘in beşinden” diye. O April beş dediği de Nisan’ın 18’ine denk geliyordu. Hasan amca, Bursa’da yaşıyor ve yaz aylarında memlekete gelebiliyor, işte ona “Ne zaman geleceksin memlekete?” diye sorulduğun da , “Ben anamdan duymuşum, ‘korkma Mart’ın karından, kork april ’in beşinden’. O nedenle April beşinden (Nisan) önce gelmem memlekete” cevabını veriyormuş. Bunları bir yandan seçim sonuçlarını beklerken konuşuyoruz ama o sıra da yine kar yağmaya başlıyor. 30 Mart gecesi yağan kar da yapraklarını henüz açmış fındık dallarını yerlere eğiyor. Tabi o gece sıfır derecelere varan hava sıcaklığı da don etkisi ile özellikle 400 rakımdan daha yüksek olan her yeri etkiliyor. Sabahleyin, mesela Karatepe’den teyze oğlu İslam’a gelen telefon da oradaki komşuları, “Abi bu yıl fındığa gelmeseniz de olur, fındık yandı” diyor. 


Karın ilk yağdığı gece fırtınalı havada çekiyorum birkaç kare fotoğraf fındık dallarına, amacım elbette gurbet ellerde yazın gelmesini iplerle çeken bölge hasreti çeken yakınlarımızla bu durumu paylaşmaktı. Don olur mu olmaz mı deniyordu ama aradan birkaç gün geçip de ağaçlardaki can erikleri, siyah dutlar ve armutlar dökülmeye başlayınca korkulan gerçek oldu. Annem bu don olayını bana anlatırken, “Hani senin diktiğin Trabzon hurması vardı ya, yaprakları kurumuş, öyle kötüme (ağırıma) gitti ki” diyerek anlattı. Gece vakti, el fenerini alıp, hemen gidip baktım, gerçekten de yeni açmış yaprakları kurumuştu. Sabah olunca bahçedeki siyah dutlara baktım onlar da donmuştu. Can erikleri, cargel armudu denilen meyveye durmuş armutlar, cevizler, çay, fındık, karayemiş ve çiçek açmış kirazlar, limon, portakallar da dondan etkilenmişlerdi. Telefonlar da sorulan sorular yüzünden dondan etkilenmiş her şeyi görmem gerekirdi. İstanbul’dan amcam aradığında yengemin ona telefon da bana sorması için bir şeyler söylediğini duyuyorum, Amcam, “Ha yengen diyor ki, mereğin önündeki tezluk armut ta donmuş mu diye soruyor?” Bakıyorum o armuda, “maalesef” diyorum, yengemin “oy dema la dema” diye oflanışını duyuyorum, amcamla başlıyoruz gülmeye! Yengemin o armutta çok hevesi varmış meğer ama yapacak bir şey yok, bu yıl armudu artık pazardan almak zorunda kalacaklar.

Bir gün öncesin de yemyeşil olan Doğu Karadeniz, bir gün sonra o yeşilin üzerinin bembeyaz bir örtüye büründüğünü görüyorsunuz. Şakire ablam, “Mart karı zarar etmez, hemen kalkar” diyor gerçi ama o “hemen” dediği de üç gün sürüyor ama tabi don olayını kimse beklemiyordu! Serbest piyasalarda fındığın kilosu 5 lira 20 kuruşlardayken don olayının ortaya çıkmasıyla fiyatlar da anın da yükseliyor ve ben bu yazıyı yazarken 8 lira 75 kuruşları görüyor. Tabi bölge deki Ziraat odaları da hem fındık, hem çay ve hem de kivi üreticilerinin büyük şok yaşadıklarını ve bu mağduriyetlerinin karşılanması gerektiği konsun da haklı olarak Hükümetten taleplerde bulunan açıklamalarda bulunuyorlar. Evet, AK Parti Hükümeti, Mahalli İdareler seçimlerin de Karadeniz Bölgesi’nde Giresun, Sinop ve Zonguldak dışındaki her yerde seçimlerin galibi oldu. Hatta bu kar yağışı, AK Partililerle,  CHP’li, MHP’li ve Saadet Partili vatandaşlar arasında çay ocakların da ya da kahvehaneler de şaka yollu konuşmalara da konu oluyor. Konuşmalar da şu ifadeler geçiyor;
“ Millet kar beyazını görünce o karı ‘AK’ diye algıladı ve gitti oyunu AK Parti’ye verdi, şimdi AK Parti’de her halde bunun karşılığı olarak don dan etkilenen bölge insanını düşünür ve gereğini de yapar. Hükümetin bu olaydaki mağduriyeti gidermesi beklenir. Karadeniz bunu çoktan hak etti, hem doğal bir afettir yaşanan sonuçta, Devlet bu olaya seyirci kalmamalı”. 

İşin şaka yanı bir tarafa yaz mevsimlerin de çay ve fındık için bölgeye gelen özellikle gurbetteki Karadenizlilerin de moralini bozdu bu don olayı. Onlar da farklı bir kaygıya yol açmış ve farklı bir bakış açıları var. Konuştuğum insanlar da şunları dile getiriyorlar;

 “Çay ve fındık aslın da bahanemizdir, az veya çok ürünün olmasını bahane edip, çocukları öyle götürebiliyorduk memlekete. Şimdi bu durumu bahane edip, onları memlekete götürmekte sıkıntı çekeceğiz, kaygımız bu. Bu zamanda gençler, Sıla-i Rahim’den anlamıyorlar. Sıla-i Rahim; Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamın da bir İslam ahlâkı terimidir. Ölmüş büyüklerin, ecdadın mezarlarını ziyaret edip, onlara dua ikramıdır. Çocuklar, memleketin havasından suyundan, gelenek ve göreneğinden mahrum olmasın, toprağını, evini, ocağını unutmasın istiyoruz. Onlar da pek heves olmuyor, şimdi karşımıza bu don olayını çıkarır, ‘zaten fındık yok, zaten çay yok, kivi yok, ne diye gidelim’ derler, al başına belayı işte”

Güncelleme Tarihi: 29 Ağustos 2014, 17:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER